CEBUR 'A HOSGELDİNİZ

gogle etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

GELİRMİSİN !!

herşey bir şarkı ile başlamıştı
o şarkı çalarken farketmişti gözlerindeki ışıltıyı

o asi bakışların ardında yatıyordu gizli kalelerin gizli surları




surların önündeki onlarca gömüllü askerden hiçbir farkı yoktu kendince
farkedilmeyen değersiz.....
oysaki o
sevdilkeri için savaşmanın ağır bedelini ödemeye yürekten razı idi



çaresiz kaldığı her anda çekip gitmeyi yeğlerdi çocuk çoğu kez.
ama bu arkasında bırakamayacağı kadar büyük bir yaşam sevinciydi onun için....
sanki sevdiği herşeyin birer kopyasıydı



onun yanındayken danki dünyalar duruyor cennet cehennem ve dünya bir bütünlük oluşturuyordu,,

hiç lafı dolaştırmayı sevmezdi çocuk
seni sevdim dedi yanına sokulup .....seni hayatım boyunca sevdim senin için bu koca dünyada küçük bir ayrıntıdan ibaret olsamda
her ne pahasına olursa olsun senin için yaşıyorum dedi bu hayatı

arkanda bıraktıkların hayatının birer enkazı olsada ben senin için enkaz olmaya razıyım
yeterki senin hiçbirşeyin olayım dedi




oysaki herşey çocuğun gördüğü gibi değildi
hayat denen çekilmesi gereken bu tespih her bir taşında daha çok hırpalamıştı kızı
bir köşe kenarında ölümü beklemekte güzeldi yeterki bir el ona çaresizliğine merhem olurcasına uzansın



hayat her boş anında arkandan dolaşıp boynuna bıçak dayayacak kadar açımasızdı




fakat kız ne hayattan nede getirdiklerinden korkacak kadar zayıftı
çünkü bunca olana rağmen  umutsuzluğuna  merhem olmasada tutmaya değerdi
bende seni bekledim deyiverdi bir anda kız öylesine çıktı dudaklarından bu iki kelime
bu iki kelimedirki hayatları yıkan,, bu iki kelimedirki hayatları asla son buldurmayan
ya sevmiş beklemiş ama asla beklediklerinin karşılığını küçük adımlarla sana dönenlerle bulamamışsındır
yada beklemiş ve beklediklerinin karşılığını kocaman kucaklarda kucaklanarak sonsuza dak sevilerek almışsındır
bazende hayat mutlu ikilinin arasına sokuvermiştir seni
her ne kadar ikisinin yanındada mutlu olsanda ikisi bir arada asla mümkün olmamıştır




sendemi ? sendemi beni bekliyordun diye fısıldadı çocuk .

çocuk kendi hayallerinde onu o kadar erişilmez görüyorduki asla bir evet senaryosunu hazırlamamıştı beyninde
kız ise onun asla kendini sevdiğini tahmin dahi etmemişti .... kitlenmişti bütün dünyaları heyecandan küçücük kalpleri deli gibi atıyordu .

ortalığı bir sessizlik kaplamıştı
birbirini seven iki yürek sonunda inkansızı başarmış ve birbirlerine itiraf edivermişti olan biteni

bir kenara çöktü kız çocuksa camdan bakıyordu


sevecek kadar büyük olsada minicik yürekleri ne yapacaklarını bilmeyecek kadar küçüktü çevreleri
ikiside aşk denen şeyin bir büyümü yoksa sadece sözle gelen bir histen ibaret mi olduğunda kararsız kalmıştı .
eğer hayat bu kadar kolay yaşanabiliyorsa neden insanlar içlerinde geleni yapmıyordu

neden diye sordu kız hep benim yanımdaydın bunca sene beni sevdiğini söylemek yerine neden sadece arkadaşımmış gibi davrandın beni senin yanında sevginle başbaşa bıraktın


korktum dedi çocuk
seni kaybetmekten korktum



şimdi ne olacak dedi kız aniden
annemler ailelerimiz bizi duyarsa ne yapacağız

en hırçın gülüşüyle gülümsedi çocuk ben seni gönlümün en kuytu köşesine soktum öylesine içimdesinki ne bu dünya nede aileler önümde bir engel oluşturabilir

aşk denen şey, sevdiğinle dolu dolu yaşamaksa hayatı
sevmekse bu dünyada tek suç olan
özlemek değilse sevenlerin tek mahkümiyeti
en kötü anlarda bile sadece sen dedirttiyse hayat bana
ya seninle yaşarım ya seninle giderim
ama sensiz olamam
sensiz olamam
dedi çocuk



gelirmisin!!!!!!!!!
DEVAMINA BAKIN :) »

BELKİ




belki gözlerin yine dalıyordur yine uzaklara
belki yine seviyorsundur beni...  bir ihtimal
bir ihtimaldir düşünüyorsun. akabinde gözyaşları ile





herşeyin bir sonu olurda ,,
nasıl özgürlüktür tanımı sonu olmayan sevgimin
göğüs kafesimin yureğime baskı yapışı
kadadı kırılan bir kuşun uçmak için çırpınışı,,,


ben kahrolmadım güzelim sadece sevdim
sonu gelmiş olan umudu olmayan bir hasta gibi sevdim


birde gözlerindeki buğuyu ölezedim en çok
ağlarken buruş buruş olan dudaklarını
hayal kırıklıgı ıle bana baktığın yüz ifadeni



ben mahçup değilim hiçbirzaman
hayat benı böyle yaptı
sırf sana daha güzeli sunmak için senden oldum
ne aşk,, ne hasret kaldı nede bir  bağ
sadece hırs büyüdü sevginin eseri olmayan



şimdi uzaklada ve yanlizim
sevmesini bilmediğimi düşünüyorum
sevilmesini haketmediğimi ,,,,,
yaktığım her sigarada seni benden yoksun bırakıp
kendimi yanlızlığa atıp gidişimin pişmalığını yaşıyorum
her dinlediğim sarkıda bir sen , bir ben ariyorum
birde asla yaşamayacak olduğumuz kavusmamızı hayal ediyorum


cebur ... 04:03 2013
DEVAMINA BAKIN :) »

bir sabah



bir sabah aynaya bakarken bulacagına enimdi kendisini 
yitirdiklerini yok ettiklerini düşünürken farkına varacaktı hayatın 
gülümserse yaşamış gülümsemezse yok etmiş olacaktı koca bir hayatı 
belki içerden birkaç kişin sesini duyacaktı 
belkide sessizlik yankılanacaktı evinin herbir köşesinde 
ama o aynaya bakacakti , ağarmış belkide kel kalmış saçlarıyla birlikte.... 
onuzlarına dikecekti gözlerini yılların yorgunlugunu yada yılların kederini sirkeleyecekti o omuzlardan 
sakallarının olup olmayacağını hiç düşünmemişti 
belki oluruna bırakacaktı belkide düzen timsali olacaktı sakallarıda 
ama birşeyi çok iyi bilecekti 
SOLMUŞSA GÖZLERDEKİ IŞIK .... ZATEN GÖRMEMİŞTİR GÖRMEK İSTEDİKLERİNİ 
YADA KÖR ETMİŞTİR ZAMAN GÖZLERİNİ 

düşünmek dediğin şeyin sadece zihinde yanan bir ışık olduğunu sanıyorsan 
yanılıyorsun 
hiç birşey senle olduğu gibi olmayacak ..

mesele olacaksa sana olan sevdam 
beni terk etmene 
seni yitirmeme neden olacaksa eğer 
olmasın 
çünkü sen hep ordasın 


CEBUR .

Kaynak: http://www.cerezforum.com/cerezgunluk/63985-ceburoloji-19.html#ixzz2fGfd8I4L
DEVAMINA BAKIN :) »

NE ÇEKTİN BE AHMET


koşa koşa uzaklaşmaya çalıştı bulunduğu ortamdan
elinden geldiğince, ayaklarının gücü yettiğince koşuyordu
yaşananları arkasında bırakmak istercesine unutmak istercesine koşuyordu




atttığı her adımda sırtındaki yük daha çok artıyor
ayaklarındaki sızılar arttıkça acıları diniyor gibiydi
her ne kadar uzaklaşsada ve her ne kadar ortamdan ayrılsada
 arkasından koşan birinin olmadığını biliyor ama umut ediyordu
belki dur diyenim çıkar diye düşünüyor
belki bir arayanım olur diye cebindeki telefonu hissetmeye çalışıyordu
sızlayan dizlerinin acısına rağmen

oysaki demeyecekti yazar bu sefer :) direk konuya eğilecekti
özgür olmak özgürce dans etmektir bazılarına göre
bazılarına göre yürümek bazılarına göre sevmek , sevilmektir karşılığı olmasa bile

bu bir eğlence merkezinde geçen küçük çapta bir dans hikayesinin anısıdır
dans ederken daha iyisini yapabilirsin diye alkış tutanların
dans bittikten sonra NE ÇEKTİN BE AHMET !!! bilseydik seni dansöz yapardık  bu kadarmı dans edilir maytabının kaleme dökülüşüdür :)

durduğu yerde bir soluk almak istedi ahmet
içtiği içkilerin etkisi koşmasının sıcaklığı ile birleşmiş büsbütün sarhoşluğun dibine vurmuştu
gözlerinin kocaman acmaya önündekileri görmeye çalışırken kendisinin nasıl göründüğünü merak eder olmuştu

acaba komik ve yeterince serseri görünüyormuydu utanmak istiyordu ama o kadar teferruatı kaldıracak kafası kalmamıştı
hiç soluk almadan oturduğu bankette fark etti esrayı kafasının çevirip baktığında acaba bu gözleimi açarken banamı bakıyordu diye düşünüverdi ama esrada ahmet gibi önünü göremeyecek kadar   sarhoştu

ne çektin be ahmet diye mırıldandı
bira dedi esra
ben sana sormadım dedi ahmet
bende sana söylemedim dedi esra


DEVAMINA BAKIN :) »

çanakkale destanı ceburdan



Tozun toprağın içindeydi .....
elleri çamur içinde kalmış yüzünden akan kanı silmeye dahi fırsat bulamamıştı 
sıkıca tuttuğu silahını silmeye çalışsada her bir patlamada yeniden tozlanıyordu 
başını ne zaman siperden çıkarmaya çalışsa kurşun sesleri kulaklarını çınlatıryodu 


. derince bir nefes aldı önce 
sonra sağına baktı 
ömer çavuş hiçbirdeyden korkmazcasına sanki sırtını ALLAH a yaslamış korkusuzca düşmana ateş ediyordu.
solunda ise adem pehlivan vardı sanki dağ gibiydi olduğu yerde olmaktan gurur duyan pehlivanlar bigi her bir ateş edişinde bir güreşi daha kazanıyordu .



bu karadenizli havyalı duralinin hikayesidir 
16 yaşındayken gelmişti bu cephelere 
daha saklları yeni çıkmıştı .
gözleri karadeniz kadar mavi 
sözleri dağları kadar keskindi 
o babasının tek evladı 
anasının göznuruydu 

dinini imanını trabzonlu yusuf hocadan öğrenme 
vatanını ALLAH ına kadar seven karadanizli havyalı durali

bir çok cephede bos göstermiş kemikleri zayıflıktan belli olan göğüs kafesini vatanın önüne siper etmişti 
anasının senden gayrı neyim var vatana feda edecek diye gönderdiği 
babasının oğul ölmek dediğin peşinde kaç kişiyi götürdüğüne bakar yaşamaksa tek başına olur dediği 
ve mansını cephede öğrendiği durali .....

Düşman ağır etes ediyorduydasa dayanıyordu ömer çavuşun cephesi 
her ne kadar düşmanda ağır makineli silahlar olsada 



bizimde aslanlar gibi mavzerlerimiz vardı 


ömer çavuş kükredi .sanki bütün cephe onu dinliyordu 
tekbiir diye haykırdı avazı çıktığı kadar .
ALLAH'u ekber sesi duyuldu bütün cephede 
artık durmak zamanı değil di artık toprağımıza serpilen pislikleri denize dökme vatkiydi 
sanki kurşunlara değil yaradana koşuyordu onca yiğit,,
karşı cephede elindeki makineli silahla ateş eden anzaklı asker vurmaya yetiştiremiyordu 
nereye geliyorsunuz !!! nereye geliyorsunuz diye bağırıyordu 
silah doldurucusu gözleri ardına kadar açık korkulu bir şekilde bağırarak cevapladı 
canımızı almaya diye bağırdı .



o bayrak hiç düşmezdi .
o bayrak hiç düşmemişti 
o bayraktı ki onu ecdadı taşıyordu herbir vatan evladının . 
kanı ile boyamış dininin simgesi hilal ile süslemiş ve türklerin içinde tek yıldız olduğunu simgelemişti 
kırmızı ay yıldızlı bağrağına 
önce malatyalı hüseyin yükseldi rabbinin cennetine .sonra antalyalı hikmet 
durali aralarından sıyrılıp geçmek üzereydi düşman cephesine 
sağ kulağında ömer çavuş sol kulağında adem pehlivan .
..
koşuyurlardı aydınlık gökyüzüne doğru .,,,,, yetiştirildikerli amacın en zirvesine doğru koşuyorlardı 
denizden devasa düşman gemileri ve devasa toplarıyla vuruyorlardı karanın herbir parşçasını 
bir an geriye baktı durali artık bir kaç adım kadar yakındı düşman mevzisine 
----yeğen ben bunu hiç kullanmadım ama bilsem topu gemi bacasından sokarım diyen seyit onbaşıyı gördü 




ilk cepheye anzakların tam ortasına daldı durali makineli silah susmalıydı önce nişancıyı vurdu sonra doldurucuyu 
ömer çavuş ve adem pehlivan da diğer makineli silahçıları susturmuştu 
içlerinden geçen onlarca mermiyle üzerindekiler parçalanıyordu herbirinin 
artık sesler duyulmuyor gibiydi..... sadece nefesler 
kapkara kesilen dünyanın dengesi karışmıştı havyalı duralinin 
yere yılıldı 
sanki dağlar ,, dağlar yere yığıldı bu 3 delikanlı ile birlikte ......
dağlar önüne diz çökü .........
karanlıkların arasından bir ses duyuldu 
mevzi kırıldııı ......
ALLAH ALLAH sesleriyle yankılandı bütün çanakkale 
düşmanların ölüleri bile kaçmak istercesine titriyorlardı gelen anadolu kaplanlarının önünde 
sonra son bir patlama sesi ve son bir çığlık 
gemi battııııı seyit başardııı ........




..................cebur .........................
18.03.2012 

ey bu vatanın evladı eğer birşey koyulacaksa bu vatan uğruna 
canını koyacaksın 
senin bu canın için savaşanları unutmayacaksın 
yeri geldimi fatma hatun 
yeri geldimi havyalı durali olacaksın 

ve bunları olmaktan asla gocunmayacaksın .
DEVAMINA BAKIN :) »

sonra sen gittin


sonra sen gittin ve yaralı bir kalple beni baş başa bıraktın 
cümlelerim kelimeler olup boğazıma dolaştı 
sanki senmişsin gibi bakındım boş sayfaların herbir yanına 
bir kaç paket sigara ve bolca abur cuburla ödüllendirdim yaralı bedenimi 

DEVAMINA BAKIN :) »

belki dönersin diye


















-BELKİ DÖNERSİN DİYE 



bir anda kopmuştu tufanlar çocuğun yüreğinde
 
bir anda çözülüvermişti dizlerinin bağı 
göğsünde bir anda varlığını hissettiren o küçücük kalbinin 
aslında o kadar büyük olmadığını bir anda farkedivermişti 


herşey bir anda oluvermişti 
yaptıklarım yapacaklarımın sadece küçük bir ayrıntısıdır derken 
ne kadar boş konuştuğunun bir anda farkına varmıştı
ne geceler yaşanmıştı ne günler 
ne hasret çekilmişti ne keder 



hepsi bir hiç ,herşey bir hiç 
aslında bir için yaşamıştı bunca şeyi
ve akabinde yaşatmıştıda ister istemez gönlündeki hayal parçacıklarını 
sevilmeden sevecek kadar deli 
susmayıpta söyleyecek kadar çılgındı 

bir elini yumruk yapmış
diğerini ise kocaman açmıştı 

sanki ayrılığı bizmi yarattık der gibi bakıyordu kızın gözbebeklerinin içine 



-olmazın ne kadar olmazdır diye seslendi kıza 
-olmaz değiğin kişiye göre değişir dedi kız bende olmaz imkansızdır 
-hiç beni tanısaydı severdi dediğim biri oldumu dedi çocuk 
kız gülümseyerek 
-olduğu için senin gibi yarı yıkık yarı virane değilim dedi 

yumruk yaptığı elini havaya kaldırdı çocuk

-bu senden sonrakiler için dedi . 
senin attığın tokatı bu yumruğumla vereceğim beni seven herkese 

kız sordu 
- peki ya diğeri , açık olan elini ne yapacaksın 

önce arkasını döndü yürümye başladı koşmaya başladığı anda haykırdı 

-BELKİ DÖNERSİN DİYE 



...................BELKİ DÖNERSİN DİYE.............................

...........................cebur.................. ..........................
DEVAMINA BAKIN :) »